- Katılım
- 22 Ocak 2023
- Mesajlar
- 6
- Beğeni
- 1
- Puanları
- 30
Sevgili forum kullanıcıları
Bahsi geçen konudan muzdaripseniz sosyal hayatınızda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldığınız aşikar. Psikologlarında zaman zaman gündeme getirmekten çekinmediği bir konu olan ve sizlere zarar veren bu mevzuya gelin biraz değinelim.
Hayır diyememek: karşı tarafı kırmamak adına kendinizden taviz verdiğiniz ve bu tavizin de zamanla sizi sömürmesine müsaade etmek demektir. Bu zarar yeri gelir maddiyattadır yeri gelir size zihinsel ve fiziksel anlamda zarar verir.
Peki karşı taraf ilk seferle yetinmeyip sizi sömürmeye neden devam eder
Ben bunu muhteşem bir olgu olan hoşgörü paradoksuna bağlıyorum. Kısaca hoşgörü paradoksundan bahsedecek olursak: bir hoşgörüsüzlüğe hoşgörü ile karşılık vermek bu kirli düşüncenin daha da ilerlemesine ve toplumda ciddi bir sorun ortaya çıkarmasına sebep oluyor. Yani sınırsız ifade özgürlüğüne karşı çıkan bir düşünce biçimidir.
Yandaki görsel hoşgörü paradoksu denilince akla gelen ilk şeylerden biri olduğundan paylaşmakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Hayır dememek diyememek çevrenize karşı sizi kötü biri olarak göstermez göstermemeli de. Size karşı gelen bir isteği reddetme hakkına sahipsiniz. Size zararı dokunacak her türden davranışı gönül rahatlığıyla geri çevirin.
Emin olun böyle davranmaya başladığınızda kendinize olan saygınız artacak. Hayatınızı daha verimli bir şekilde yaşayacak,
kendi çıkarlarınızı daha rahat tabip edebileceksiniz. Kimsenin kendi çıkarlarınıza ters düşecek bir hareket sergilemesine tevazu göstermeyin.
Konumu hoşuma giden, bu konuyu da iyi özetlediğini düşündüğüm bir söz ile bitirmek istiyorum: “Ne zulmedin, ne de zulme uğrayın.” Denge ve adalet istiyorsanız, alın elinize bir mizan ve tartın. Mizan sürekli kimden yana ağır basıyor?
Bahsi geçen konudan muzdaripseniz sosyal hayatınızda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldığınız aşikar. Psikologlarında zaman zaman gündeme getirmekten çekinmediği bir konu olan ve sizlere zarar veren bu mevzuya gelin biraz değinelim.
Hayır diyememek: karşı tarafı kırmamak adına kendinizden taviz verdiğiniz ve bu tavizin de zamanla sizi sömürmesine müsaade etmek demektir. Bu zarar yeri gelir maddiyattadır yeri gelir size zihinsel ve fiziksel anlamda zarar verir.
Peki karşı taraf ilk seferle yetinmeyip sizi sömürmeye neden devam eder
Ben bunu muhteşem bir olgu olan hoşgörü paradoksuna bağlıyorum. Kısaca hoşgörü paradoksundan bahsedecek olursak: bir hoşgörüsüzlüğe hoşgörü ile karşılık vermek bu kirli düşüncenin daha da ilerlemesine ve toplumda ciddi bir sorun ortaya çıkarmasına sebep oluyor. Yani sınırsız ifade özgürlüğüne karşı çıkan bir düşünce biçimidir.
Yandaki görsel hoşgörü paradoksu denilince akla gelen ilk şeylerden biri olduğundan paylaşmakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Hayır dememek diyememek çevrenize karşı sizi kötü biri olarak göstermez göstermemeli de. Size karşı gelen bir isteği reddetme hakkına sahipsiniz. Size zararı dokunacak her türden davranışı gönül rahatlığıyla geri çevirin.
Emin olun böyle davranmaya başladığınızda kendinize olan saygınız artacak. Hayatınızı daha verimli bir şekilde yaşayacak,
kendi çıkarlarınızı daha rahat tabip edebileceksiniz. Kimsenin kendi çıkarlarınıza ters düşecek bir hareket sergilemesine tevazu göstermeyin.
Konumu hoşuma giden, bu konuyu da iyi özetlediğini düşündüğüm bir söz ile bitirmek istiyorum: “Ne zulmedin, ne de zulme uğrayın.” Denge ve adalet istiyorsanız, alın elinize bir mizan ve tartın. Mizan sürekli kimden yana ağır basıyor?
Son düzenleme:
